YALAN TANIKLIK SUÇU NEDİR?

Yalan tanıklık suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) “Adliyeye Karşı Suçlar” kısmında madde 272’de düzenlenmiştir. TCK madde 272/1 “Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmünü amir olup yalan tanıklık suçunun hukuka aykırı olan bir fiil dolayısıyla soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi ya da kurul önünde gerçeğe aykırı bir şekilde tanıklık yapılarak oluşabileceğini düzenlemiştir.

Suç; yargılama konusu olay hakkında bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunmak, yalan söylemek ya da gerçeği inkar etmek suretiyle oluşabildiği gibi tanığın kendisine sorulan sorularda olay hakkındaki bilgisini az veya çok saklaması suretiyle de oluşabilmektedir. Görüldüğü üzere suç seçimlik hareketli bir suçtur. İlgili suçta etkin pişmanlık hükümleri geçerli olup TCK madde 274’te hangi hallerde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı “(1)Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz. (2)Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına kadarı indirilebilir. (3)Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Aşağıda sizlerle konu ile ilgili Yargıtay kararları paylaşmaktayız.

“…Sanığın 11.04.2007 tarihli kolluk ifadesine dayanılarak dava açılması karşısında, kolluğun 5271 sayılı hükümleri uyarınca tanık dinleme yetkisi olmadığından sanığın yalan tanıklık suçundan beraati yerine hükümlülüğüne karar verilmesi hukuka aykırıdır. Mahkemenin kabulüne göre, sanığın 22.05.2007 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifadesinde gerçeği söylemesi karşısında yalancı şahitlik yapma halinde etkin pişmanlığı düzenleyen TCK’nın 274 üncü madde hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmalıdır.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/19328 K.)

“…Sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu kabul edilen jandarmanın tanık dinleme yetkisinin bulunmaması sebebiyle sanığın üzerine atılı yalan tanıklık suçu oluşmamıştır.” (Yargıtay 9 Ceza Dairesi 2013/8656 K.)

“…Cumhuriyet savcısı huzurunda verdiği ifadede “mağdurun kendilerine iğfal edildiğini söylediğini” beyan etmesine rağmen, bu olayla ilgili açılan kamu davası sırasında mahkemede, soruşturma sırasında savcıya verdiği ifadeden farklı olarak “mağdurun kendilerine iğfal edildiğine ilişkin bir şey söylemediğini, sözlü olarak taciz edildiğini söylediğini” beyan etmesi nedeniyle, mahkeme huzurunda yalan tanıklık yaptığı iddia edilen olayda, sanığın tanık olarak bilgisine başvurulan olayı bizzat görmemesi, olayın mağduru olan A. ‘ten duyduklarını aktarması, mağdur A. ‘in olayı sanığa anlattığı sırada sanığın yanında bulunan tanıkların da mağdurun mahkeme aşamasında verdiği şekilde ifade vermeleri ve olayı bizzat görmeyen, mağdurdan duyduklarını aktaran sanığın savcılıkta ve mahkemede verdiği beyanları arasındaki kısmi çelişkinin de yorum farkı olarak değerlendirilebilecek mahiyette olması nedeniyle yalancı şahitlik suçu meydana gelmez.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/154 K.)

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir