MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ – III

Bir önceki yazımızda, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“Kanun”) 5/1-a maddesinde sayılan; “marka olamayacak işaretler” ile 5/1-b maddesinde sayılan; “herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan işaretler” konusundan bahsetmiştik (Lütfen bkz…). Bu yazımızda ise mutlak tescil engeli olarak; Kanun’un madde 5/1-c hükmü ile düzenlenen; “mal veya hizmetin özelliklerini içeren işaretler” ile 5/1-ç hükmü ile düzenlenen “daha önce tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler”den söz edeceğiz.

Mutlak Ret Nedenleri

SMK Madde 5/1-c: Mal veya hizmetin özelliklerini içeren işaretler

Kanun’un 5/1. maddesinin (c) bendinde, “ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceği öngörülmüştür.

Örneğin; labne sözcüğü bir peynir çeşidini ifade ettiğinden peynir malları açısından, ayakkabı şekli malın cinsini ifade ettiği için ayakkabı malları açısından, ultra leke çıkarıcı sözcüğü vasıf belirttiği için deterjan malları açısından, Kayseri sözcüğü malın coğrafi kaynağını belirttiği için pastırma malları açısından tek başına marka olarak tescil edilemeyecektir. Örnek olarak belirttiğimiz mal veya hizmetin özelliklerini içeren, mal veya hizmeti tanımlayan işaretlerin bir tescil engeli oluşturabilmesi için, bu işaretlerin markada tek başına yahut markanın esas unsuru olarak yer alması gerekmektedir.

Sonuç olarak bir işaretin, tescil kapsamında yer alan mal veya hizmetlerin cins, çeşit, kalite, vasıf, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak gibi özelliklerini belirtmesi ve bu işaretlerin markada tek başına yahut esas unsur olarak yer alması, mutlak bir marka tescil engeli olarak karşımıza çıkmaktadır.

SMK Madde 5/1-ç: Daha önce tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler

Öncelik ilkesi, marka hukukuna hakim ilkelerden biri olup, bu ilke uyarınca Kanun’un 5/1. maddesinin (ç) bendinde, “aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceği öngörülmüştür.

Aralarında öncelik-sonralık ilişkisi bulunan markaların aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olup olmadığı, 2016/2 sayılı Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ hükümleri uyarınca ve Tebliğ’in madde 3/4; “aynı tür malın veya hizmetin tespitinde, tebliğ ekindeki listede yer alan grupların esas alınacağı, ancak, Kurumun marka tescil başvurularının veya itirazlarının incelenmesi aşamalarında bu grupları, aynı tür malın veya hizmetin tespitinde daha dar veya farklı mal veya hizmet gruplarını da içerecek şekilde daha geniş kapsamda değerlendirebileceği” hükmü esasında değerlendirilmesi gerekmektedir. Yine, markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olup olmadığının tespiti için ise Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayınlanan Marka İnceleme Kılavuzu’nun dikkate alınması gerekmektedir.

Bir sonraki yazımızda, mutlak ret nedenlerinden; “ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaretler”, “malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya mala asli değerini veren şekil ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler” ve “mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler” hususlarından bahsedeceğiz.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir